Türkiye Medya Akademisi Dergisi

Dijital Oyun Görsellerinin Yaratıcılığa Etkileri

Mahir Necmi Yunusoğlu — Fri, 28 Feb 2025 00:00:00 +0300

Bilgisayarlar ve beraberinde gelen teknolojik gelişmeler birçok alanda hayatı kolaylaştırırken, oyun ve eğlence araçlarının da giderek odak noktası haline gelmiştir. Zamanla gelişen ve değişen teknolojik gelişmeler sayesinde, kısmen de olsa kentleşme ve küçülen oyun alanları nedeniyle geleneksel oyunların yerini dijital oyunlar almıştır. Bu durumda dijital oyunlarda yer alan görseller, bireyin görsel algısına etki etmeye ve görsel farklılıkların ortaya çıkarmaya başlamıştır. Bu durum, Görsel Sanatlar Eğitimi’nin çocukların gelişim özelliklerini, ilgi ve yeteneklerini merkeze alan bir yaklaşımla ele alınmasını sağlamıştır. İlerlemeci eğitim anlayışına uygun olarak, çocuğun yaratıcılığı desteklenmiş ve bu sayede eğitim programlarının niteliğinin önemi daha belirgin hale gelmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, dijital oyun tasarımlarında bulunan görsellerin sanat eğitimi kapsamında ortaokul öğrencilerinin yaratıcılıklarına olan etkilerini öğrenci görüşleriyle belirlemektir. Araştırmada nicel ve nitel verilerin bir arada kullanıldığı karma araştırma yöntem modeli seçilmiştir. Buna uygun olarak çalışma grubunu Samsun ilinde Görsel Sanatlar Dersi alan 6. ve 7. sınıf öğrencilerinden 100 kişi oluşturmuştur. Araştırmada nitel veri toplama açısından amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklenmesi kullanılmış olup örneklemi, çalışma grubundan seçilen 10 gönüllü öğrenci oluşturmuştur. Araştırma sonucunda, dijital oyunların öğrencilerin yaratıcı düşünme, görsel tasarım ve sanatsal gelişim süreçlerine olumlu katkı sağladığı, ancak fiziksel rahatsızlıklara da neden olabildiği ortaya konulmuştur. Öğrenciler, özellikle üç boyutlu gerçekçi görsellerden ilham aldıklarını belirtirken, hayatta kalma oyunlarının gerilim ve hikâye unsurlarıyla en çok tercih edilen tür olduğunu ifade etmişlerdir.

Dijital Teknolojiler ve Mahremiyet Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması

Emine Betül Ayaz — Fri, 28 Feb 2025 00:00:00 +0300

Bilim, sınırları olmayan bir evren misali insanoğlunu sürekli yeni bir köşesine doğru cezbetmektedir. Sadece tedavi alanında değil, tıbbın araştırma ve geliştirme alanında da etkisini hissettiren teknoloji yardımıyla tıbbi çalışmalar esnasında özel veriler toplanmakta ve bu veriler üzerinden hayati öneme sahip araştırma ve değerlendirmeler yapılmaktadır. İnsana ait her olgunun gelişim kapasitesi merakla araştırılıp, tüm detayları ile incelenmektedir. Yapılan çalışmalarda sınırları çizilmiş bir usulün varlığı gelişimi desteklerken, ilkelerden mahrum bir yöntemin söz konusu olması halinde bazı hak ihlalleri ve tartışılan etik değerler kendisini gösterebilmektedir. İnsanın sahip olduğu tüm özellikler son derece kıymetli iken biyolojik veriler ve bu veriler üzerinden gerçekleşecek uygulamalardaki süreç daha korunaklı bir alana ihtiyaç duymaktadır. Hem uluslararası hem de ulusal hukuk gereği kişisel hak ve özgürlükler koruma altına alınmıştır. Ülkeler nezdinde değişkenlik gösterse de artık çerçevesi çizilmiş olan bireysel haklar “mutlak değer” kavramı ile ilintilidir ve bu hususta yasal statü benimsenmiştir. Yeni nesil sağlık çalışmalarının özünde insanın biyolojik materyalleri yer aldığı için araştırma ve çalışmalarda kullanılacak insana özgü her şey de bu mutlak değerden nasibini alacaktır. Bu değerlerin, küresel metinlerin de temelini oluşturan “insan onuru” için özenli bir şekilde kullanılması kaçınılmazdır. Çalışmaların omurgasını teşkil eden kişisel verilerin korunması ise hukuken tartışılmaz değer örgüsünde ana unsur olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada mevcut koşullar değerlendirilerek dijitalleşme-kişisel veri-insani değer ve mahremiyet noktasında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır.

Savaş Haberciliğinde Dron Kullanımının Baudrillard Üzerinden İncelenmesi

Kübra Erbayrakçı — Fri, 28 Feb 2025 00:00:00 +0300

Günümüzde olumsuz haber türü olarak görülmekte olan savaş haberciliğinde gazetecilerin dron kullanımına rastlamak mümkün olmaktadır. Buna örnek ise 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin ve İsrail arasında yaşanılan çatışma gösterilebilmektedir. Buna göre çalışmada Baudrillard’ın sosyolojisi ele alınarak savaş haberciliğinde dron kullanılarak çekilen görüntülerin incelenmesi amaçlanmıştır. İncelemenin alt sorularını ise; yıkıcı bir yenilik olarak görülmekte olan dron teknolojisinin haber fotoğraflarında etkisi var mıdır? varsa haber fotoğraflarında nasıl etki sağlamaktadır? ve haber fotoğraflarının gerçeklik boyutu ile oynanmasına sebebiyet veriyor mu? oluşturmaktadır. Çalışmada Anadolu Ajansının resmî sitesinden elde edilen Filistin-İsrail arasındaki savaşa ilişkin haber fotoğrafları incelenmiş ve çözümleme yöntemi olarak göstergebilim analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç itibariyle incelenen görsellerde haber başlığı ve haber fotoğraflarının birbirinden tamamen bağımsız olduğu ve fotoğraflarda öznenin yer almadığı çoğunluklu olarak nesnelere, kara sis dumanı, gri toz bulutları ve siyah/beyaz gibi ışıklandırmalara yer verildiği, bombanın tesiri ile enkaza dönüşen binalar ve karanlığa gömülen şehrin görüntülendiği tespit edilmiştir. Baudrillard’ın sosyolojisi ele alınarak sonuç çıkarılacak olunursa; görsellerin gerçek bir anlayış içerisinde gösterilmediği, dron’un çektiği fotoğrafın gerçek imgeyi temsil etmediği, görüntülerin imge olma özelliğini kaybettiği ve imgenin gerçekçi görünüme sahip olması illüzyon gücünün yitimine de neden olduğu sonucuna ulaşmak mümkün olmaktadır. Buna ek olarak görsellerde gerçeklik yanılgısı ve imge yanılgısı görüldüğünden dron teknolojisinin bir sanal teknoloji olarak habere etkisi olduğu, habere etkisinin görüntü imgesi ve illüzyonuyla olduğunu söylemek mümkün olurken, görüntü yanılsamasının haberin gerçeklik boyutu ile oynanmasına sebebiyet verdiği sonucuna varmak mümkündür.